Yassin al Haj Saleh; Suriye’nin dünyaca ünlü yazarlarından biri ve yaklaşık iki yıldır Türkiye’de ikamet ediyor. Şenay Özden ile birlikte Beyoğlu’nda kurduğu Suriye Kültür Evi’nde; Türkiye’de sadece sayılarla veya mülteciler başlığıyla görülen Suriyeliler’in kültürel birikimini yansıtmak için ve sürgünle ‘sessiz’leşenlerin sesi olmak için çalışmalar yürütüyorlar. Saleh’in eşinin de aralarında bulunduğu 4 insan hakları aktivisti; Suriye’de yaklaşık 2 yıl önce kaçırıldı. Ve henüz kendilerinden haber alınmış değil. Birçok ülkede yürütülen kampanyalara Türkiye’deki aktivistler de bir imza kampanyası düzenleyerek destek verdi. Kampanyanın gündeme gelmesinin sebebi ise, Samira al Khalil, Razan Zaytoune, Wael Hamada ve Nazem Hammadi’nin kaçırıldığı bölgeyi kontrol altında tutan Ceyş’ül İslam’ın yöneticisi Zahran Alluş bir dizi görüşme için 18 Nisan’da Türkiye’ye gelmiş olması. Duma dörtlüsü için başlatılan imza kampanyasında Başbakan Davutoğlu’un kayıp dört kişinin akıbetinin açıklığa kavuşturulması ve bir an önce serbest bırakılmaları için Zahran Alluş’a ilişkin her türlü girişimde bulunması talep ediliyor. Umarım bu çağrı Başbakan’a ulaşır.
Kampanya bana Yassin El Haj Saleh’in Türkiye’ye kaçış yolculuğunu konu alan Bizim Korkunç Ülkemiz (Our terrible country) belgeselindeki bir cümlesini hatırlattı. “Eskiden bir tane düşmanımız vardı, şimdi binlercesi var”. Uluslararası Marsilya Film Festivalinin büyük ödülünü alan 80 dakikalık belgeselin ilk başında Saleh’in eşi Samira da var. Duma’da yıkıntılar arasında başlayan belgesel, Saleh’in İstanbul’a geldikten sonra bindiği bir vapur yolculuğuyla sona eriyor. Saleh’i belgeselde, yaşadığı sürgün durumunu sorgularken, köklerinden sökülmüş olmanın ağırlığını ve kaybolma duygusunu geriye dönme ümidiyle dengelemeye çalışırken görmekteyiz. Belgeseli izlerken Edward Said’in Entelektüel’ni hatırlamamak mümkün değil. Said sürgünün entelektüel için düşünsel üretim anlamında avantaj olabileceğini sıklıkla dile getirir. Lain Chambers de Göç, Kimlik, Kültür kitabında buna vurgu yapar.
Suriye Kültür Evi bu anlamda bir çaba olsa da Saleh’in; Said ve Chambers’in bahsettiği sürgünü entelektüel anlamda bir dönüşüme çevirme şansını yakaladığını söylemek henüz zor. Bunun nedeni kuşkusuz eşinin de aralarında bulunduğu Duma dörtlüsünün akibetinin belirsizliği ve kardeşinin IŞİD tarafından kaçırılması… Geçtiğimiz aylarda kendisiyle bir makale çalışması için sürgün ve entelektüel deneyimiyle ilgili yaptığım söyleşide bu konuda şunları söylemişti: “Eşim, erkek kardeşim ve yakın arkadaşlarımın kaçırılması sürgün yaşamını daha kompleks bir hale getiriyor. Sürgünüm bir ülkeden zorla ayrı kalmak değil, bilakis bağlılıklarımın, dahası hayatın ikiye ayrılması demek. Bu ayrılış özel meselelerim ile genel mesele arasındaki mesafeyi ortadan kaldırdı, genel entelektüel mesele de benim özel meselem haline geldi. Pek çok Suriyeli gibi ülkesinden zorla çıkarılan bir aydın gibi sürgünde değilim. Ben hem burada hem oradayım, yani buradayım ama orada yok değilim. Kederli bir mücadelenin ve öğrenmenin ötesinde, hapishane benim için benliği hapseden şeylerden kurtulma yoluyla başka hapishanelerden özgürleşme tecrübesiydi. Sürgün üzerimdeki etkilerinin de buna benzer olması için uğraşıyorum, daha özgür daha çok insan olmaya çalışıyorum. Sanırım artık daha global düşünüyorum. Suriye’de tedavi edilemez hale gelen durumun ve eşimin, erkek kardeşimin ve yakın arkadaşlarımın kaçırılmasının etkisiyle hem düşüncede hem de siyasi anlamda daha da radikalleştim. Radikalleşme ve global bakış açısı sürgün tecrübesinin çalışmam üzerindeki ilk etkileridir.”
Sevan Nişanyan kampanyası
Bugünlerde başlatılan bir kampanya da Sevan Nişanyan için. Daha önce Agos’a verdiğim bir röportajda Nişanyan’ın görüşlerini incitici bulan biri olmama rağmen hapis kararını doğru bulmadığımı dile getirmiştim. Davaların arttığı bu günlerde yine aynı düşüncedeyim. Kampanya metnini çok duygusal da bulsam böyle teknik ayrıntılara takılmayacak kadar önemli bir girişim olduğunu düşünüyorum. Ve hepinizin imzalarınızla kampanyaya destek vermenizi bekliyorum. İmza kampanyasının linki: https://www.change.org/p/sevan-ni%C5%9Fanyan-affedilsin-%C3%B6zg%C3%BCr-b%C4%B1rak%C4%B1ls%C4%B1n-rt-erdogan?just_created=true