Korona Günlerinde Benim Gibi Söyle!

Roland Barthes’ın, “Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir.” tanımlaması sosyal medya hâllerimize ayna tutmaya devam eden bir gerçeklik olarak güncelliğini koruyor. Özellikle kriz zamanlarında tüm iktidarlar destekçilerine, destekçileri de karşısında

İnsan Ne İster?

Yukarıdaki cümleler, 2019 yılında Estonya’nın Oscar adayı olan Gerçek ve Adalet filmindeki bir sahneden. Filmden toplumsal hayatımızla kesişen izdüşümleri anlatmak istiyorum bu yazıda, ama korkarım epey “spoiler” içeriyor. Yönetmen Tanel

TOKİ’nin Hasankeyf’i: Malumun İlâmı

TOKİ’nin Hasankeyf’e yapacağı konutlarla ilgili görselleri sosyal medyada; ‘Hasankeyf’e Artuklu mimarisi, muhteşem” sloganlarıyla dağıtan muhafazakârlar olduğunu gördüğüm zaman; yaşadığımız maddi ve manevi çölleşmenin, düşündüğümden daha fazla olduğunu hissettim. Tarihi, doğallığı,

Kimliği ‘Ölümcül’ Kılan Kişilikler

Başlık; Amin Maalouf’un “Ölümcül Kimlikler” kitabını çağrıştırmıştır kuşkusuz. Kimliklere dair denemeleri içeren bu eserinde, ‘kimliğin’ nasıl ölümcül hale gelebildiğinin izini sürer Maalouf. Bu yazıda ise kimliğin ‘ölümcül’ hale gelmesinin ‘kişisel/egosal’

Soma’nın İrfanı Bizim İmtihanımız

Soma’daki facianın teknik sebepleri iyice belirginleşmeye başladı. Henüz sıcak olan acı daha derin bir okumanın yapılmasını zorlaştırsa da sadece teknik yetersizlikler, denetimsizlikler, usulsüzlüklerle tanımlayıp geçmek; benzer durumları önleyiciliğe yetmeyebilir. Soma’daki

‘Bizi Acılarda Akraba Ettiler’

Gözlerine yerleşmiş tanıdık bir keder ifadesiyle karşıladı bizi Emel Korkmaz; gecikmiş taziye ziyaretinde. Eskişehir’de polisler tarafından kelimenin tam anlamıyla öldüresiye dövülerek hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın annesi; Emel Hanım.  O

Site Footer