Devrim Değil Reform Hedefli Rehabilitasyon

Hafta başında açıklanan Ortak Politikalar Mutabakat Metni ile ilgili tartışmalar sürüyor. Tartışmalar, bu dönemi çok iyi tariflediğini düşündüğüm “Silüet baktığınız yere göre değişiyor” cümlesini hatırlattı bana. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, İstanbul’un tarihi silüetini bozan gökdelenlerle ilgili tartışmalar üzerine söylemişti bu cümleyi… Mutabakat Metni’ne gelen ilk yorumlar da sonra devam eden kritikler de bakılan yere göre değişiyordu. Altılı Masa’yı ilk kurulduğu günden itibaren itibarsızlaştırmaya çalışan Cumhur İttifakı taban ve tavanı, Metni vesayet, Türkiye’yi geriye götürme, sistemi kitleyen koalisyon çekişmeleri gibi argümanlarla değerlendiler. Kürtlerle ilgili bir vurgu olmadığı ile isim verilmeden Kürtlere ‘yerel özerklik’ verildiği yorumlarının aynı anda dillendirilmesi; amacın üzüm yemek olmadığını gayet iyi ortaya koyuyor. 

Muhalefet cenahındaki tartışmaları ise iki konuda ortaklaştırmak mümkün. Beklenen devrim çıkışını görememekle yaşanan hayal kırıklığı, oluşturulan eksikler listesi ile önemli olanın mutabakatın kendisi olduğunu dile getiren çıkışlar. Programın aday olmadan bir anlamı olmadığı, daha doğrusu güçlü aday beklentisini boşa çıkaracak bir enerji oluşturmadığı da gündeme gelen başka bir yön oldu. Programla ilgili büyük beklenti içine girmiş kesimlerin; ‘eksiklikler’le ilgili eleştirilerinin haklılık payı var. Ancak burada ıskalanan bir konu var ki; o da şu anki mutabakatın sadece geçiş süreciyle ilgili olması. Yani ortak geleceğimizi öngören bir manifesto değil, bugün içinde bulunduğumuz tahribata odaklanıyor. En temel etik değerlerin, hukuk normlarının aşındığı, devletin kurumlarının şahsileştiği, mahkemelerin verdiği kararların bile bazen kişilere göre değiştiği bir dönemdeyiz. Bu tahribatın toplumsal etkileri de göz ardı edilmeyecek kadar çok. Bu konuda çok parlak bir geçmişimiz olmadığı gibi son yıllarda da iyice kutuplaşan bir toplum olarak; kimi kesimler için hayati görülen bazı kavramlar kimileri için travma sebebi.

Normalleşme İhtiyacı

Ortak geleceği konuşabilmek için önce normalleşmenin sağlanması, son yıllarda oluşan tahribatın giderilmesi gerek. O yüzden Mutabakat Metni daha çok rehabilitasyona, özellikle devletin normalleşmesine odaklanmış. Bir reform perspektifi de yok değil. Ama asıl reform perspektifi bu sürecin sonunda görünür olacak. Hep vurguladığım gibi birbirine benzer olanları bile farklı olan altı partinin; herkesin kendini içinde istediği kadar bulabileceği bir metin oluşturabilmesi mümkün değil. O yüzden eksikler var. Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan’ın bu eksikliklerin söylenenlerin aksine metnin güçlü tarafı olduğu konusundaki değerlendirmesine katılıyorum: “Kürt’ün, Kürtçe eğitim almasını ben bu metinde isterdim. Cemevinin ibadethane olmasını da isterdim. Bunun böyle olmaması şu anda bu metni güçlendiriyor. Neden? Biz bir geçiş dönemi yaşayacağız. Biz şu anda bu memleketi içine girdiği cendereden kurtarmak için bir geçiş dönemi öneriyoruz. Neye geçiş? Parlamenter Sistem’e geçiş. Bizler, aynı zamanda birbirlerimizin rakipleriyiz ve farklı kanaatlerimiz var. Ben istedim diye buraya bir şey yazıldığında şayet İyi Parti, kendi seçmeni ile olan iletişiminde sorun yaşıyorsa, bu aynı zamanda şu anda benim de problemim. Çünkü biz bir ittifakız. Bu ittifak hukukunun gerektirdiği nezaketi, saygıyı ve ödünleşmeyi de göstermek zorundayız. Bazen onların burada yer almasını çok istediği bir şey farklı bir partinin gerekçeleriyle burada yer almamıştır. O yüzden İstanbul Sözleşmesi meselesinde de Saadet Partisi ile ilgili bu konuda eleştiriniz olabilir ama aynı zamanda bir saygı da göstermelisiniz. Çünkü öyle bir kitleden aldıkları güç ile onu söylüyorlar. Ama ben Gelecek Partisi Sözcüsü olarak, partimizin İstanbul Sözleşmesi konusundaki iddiasını çok net bir biçimde söyleyebilirim. Ama bunu bir başka partinin söylememesi ama yine de uluslararası sözleşmelere meclis kararıyla girmişse, meclis kararıyla çıkılır denmesi doğru bir yaklaşımdır. Ve o anlamda o ruhu burada gösterir. Ama güç budur. Eğer her şey benim istediğim gibi olsaydı bu kadar iyi bir metin olmayacaktı.”

Geri Bildirimler de Bunları Dikkate Almak da Önemli

Eksikliklere rağmen Mutabakat Metni, iktidarın kabul etmediği tahribatı esaslı bir şekilde ortaya koyduğu gibi çözüm açısından güçlü bir irade de yansıtıyor. Eksiklerin olmasının sebebi partilerin yeterince ‘devrimci’ olmaması değil. Ki aynı partilerin hazırladığı eylem planlarında çok daha ötesi de yer alıyor. Ancak konu ittifaka, mutabakata geldiğinde herkesin aynı şekilde ortaklaşması mümkün değil. Parti liderleri, kurmayları için de bu böyle, onların tabanlarını oluşturan halk için. Daha önce yazdım, Altılı Masa’yı oluşmaya zorlayan şartları muhalif taban yıllar içinde çoğullaşarak, çeşitlenerek kendisi oluşturdu. Ancak bu, her kesimin her konuda aynı düşüncede, aynı esneklikte, aynı kabulde olduğunu göstermiyor. Herkesin kendine göre bir ‘Türkiye hayali’ var. Bu hayalin bazı bölümleri ortak; eşitlik, adalet, demokrasi en temel talepler… Ancak bunların nasıl sağlanacağı veya ne olursa herkesin kendini eşit hissedeceği konusunda bile bir ortaklaşma olmayabiliyor. Ama önemli olan; çok da küçümsenmemesi gereken en azından bunun için yaklaşık bir yıldır süren çabanın nihayetinde güçlü bir arka planı da olan bir ortak metni ortaya koymuş olması. Bu programdaki perspektif hayata geçtiğinde, yani yaşanan tahribatın giderilmesi söz konusu olduğunda, siyaset alanı herkes için genişlediğinde, halen statükocu kalan partiler ister istemez kendilerini dönüştürmek zorunda kalacak. İşte o zaman ülkenin kadim meselelerine cesur çözümleri konuşabileceğiz diye umuyorum. Metindeki, “devletin insan onuruna saygı gösterme ve onu koruma yükümlülüğünü anayasal güvence” altına alma vurgusu bu yönüyle önemli bir gösterge…

O zamana kadar sivil toplumun, akademinin, medyanın işlevlerini, yani toplumun sorunlarını keşfetme, bunları karar konusu haline getirerek siyasete ulaştırma misyonunu yerine getirmeye devam etmesi çok hayatiyet taşıyor. Siyasetçilerin, programı oluşturan parti yöneticilerinin geri bildirimlere, temasa açık olması, program etrafında dönen tartışmaları bu yönüyle değerlendirmeleri de önemli.

Site Footer